Bilindiği üzere kansere karşı mücadelede farkındalık ve bilinç düzeyinin artırılması amacıyla 1-7 Nisan ülkemizde Kanser Haftası olarak kutlanmaktadır.1 Kanser, önemli bir halk sağlığı sorunudur. Gerek kanser vakalarındaki artış gerekse kanserin risk faktörlerindeki artış, tedavi yöntemi bulunmadığı takdirde kanserin gelecekte de sağlık sorunları arasındaki önemini koruyacağını göstermektedir. Kanser, dünyada olduğu gibi ülkemizde de önde gelen ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 verilerine göre, dolaşım sistemi hastalıklarının ardından ölüme neden olan en sık ikinci neden (%15) olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde yaklaşık ölen her yedi kişiden birisi kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir.2 Kanser, öldürücülüğü yanında bıraktığı sakatlıklar ve tedavisindeki yüksek maliyetler nedeniyle iş gücünde ve ülke ekonomisinde de çok ağır kayıplara neden olmaktadır.
Sağlıkta hem hasta hem de toplum için iç içe geçmiş fakat aslında basamaklı bir anlayış vardır: Önle, önleyemiyorsan erken tespit et, erken tespit edemediysen doğru tedavi uygula, geç yakalanmış ise ve varsa sekel tedavisi ve rehabilitasyonu yap. Sağlığın korunması yaklaşımıyla bakıldığında kanseri önlemek ilk amacımız olmalıdır.
Kanser için bilinen risk faktörlerini, değiştirilebilenler ve değiştirilemeyenler olarak iki grupta incelemek mümkündür. Değiştirilemeyen faktörler yaş, genetik özellikler ve aile öyküsü iken, değiştirilebilen faktörler daha çok yaşam tarzı ve çevresel etkenlerdir. Bunlardan bazıları:
Bu faktörlerinden en az birine maruz kalmak kişide kesin olarak kanser gelişeceğini göstermez, fakat kansere yakalanma riskini artırır.
Kanserden korunmak için:
Yapılan çalışmalar risk faktörlerinin kontrol edilmesi ile kanserlerin %40’ından fazlasının önlenebileceğini göstermektedir.6
Küresel anlamda olduğu gibi ülkemizde de risk faktörleri ile mücadelede T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından önemli programlar yürütülmektedir. Bu programları bilim ve kapsamlı araştırmalar ile desteklemeye devam etmek ve böylece kanıta dayalı yeni öneriler geliştirmek önemlidir. İllerin kanser dinamikleri (kanser görülme sıklığı, cinsiyet dağılımı, en sık görülen kanserler sıralaması vb.) göz önüne alınarak “ile özgü çözümler” üretmek bunlardan birisidir. Dünyada kanserle mücadelede yeni yaklaşımlardan birisi kanser programlarına karşı insanların tutum ve davranışlarını inceleyen ve bu anlamda öneriler sunan modeldir. Bu model, kişilerin kanseri önleme ve tarama programlarına uyumu ve aşı tereddüdü (karaciğer ve rahim ağzı kanserleri için) gibi insan kaynaklı faktörleri değerlendirmekte; sosyal, kültürel ve psikolojik faktörleri analiz etmektedir.7
Risk faktörlerinin kontrol edilmesi ile tüm kanserlerin önlenemeyeceği göz önünde bulundurulduğunda, var olan kanserleri veya kanser öncüllerini saptamada erken teşhis kıymetlidir.
Ülkemizde erken teşhisin sağlanabilmesi için, Sağlık Bakanlığı tarafından sağlıklı kişilerde belirli aralıklarla ve tamamen ücretsiz olarak 3 kanser için taramalar yapılmaktadır. Ulusal Kanser Tarama Programı’na göre:
Taramalar; Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Sağlıklı Hayat Merkezleri, Aile Sağlığı Merkezleri, İlçe Sağlık Müdürlükleri/Toplum Sağlığı Merkezlerinde yapılabilmekte olup birçok ilde kırsal ve dezavantajlı gruplara mobil tarama araçları ile de tarama hizmeti verilmektedir.
HASUDER Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Çalışma Grubu adına Uzm. Dr. Edanur KÖYCEĞİZ tarafından hazırlanmıştır.
Kaynaklar: